Kimilerine göre gerçekleşti, kimilerine göre son demlerini yaşıyor - can çekişiyor, kimilerine göre ise asla gerçekleşmeyecek. Bana sorarsanız bitkisel hayatta. Aslında öldü fakat ne o ne de biz kabullenemiyoruz.
Ben işin ekonomik yönünü bir tarafa bıraktım (o yönü zaten başlı başına bir vukuat, şehir merkezinde hipermarketler mi olur abicim???), sosyolojik tarafıyla ilgileniyorum daha çok. Bakkala girdiğinde bir "günaydın, iyi günler, selamın aleykum" diyemeyeceksek; iki futbol muhabbeti yapamayacaksak, günceller hakkında "nolucak bu memleketin hali" "eğitim abi eğitim." diye sağa sola sallayamayacaksak, ne keyfi var ki gitip alış veriş yapmanın.
Hatırla bak. Çocukken giderdin bakkala. Alırdın plastik topunu çıkardın. Ne para taşırdın yanında ne kredi kartı. Senin kredi kartın "babam gönderdi" sözüydü. Bakkal hemen söbü olmayanlardan bir top çıkartırdı renk renk plastik topların olduğu fileden, "al bakalım koç" der verirdi. "yollarda oynamayın dikkat edin" diye de uyarırdı. öyleydi abicim. öyleydi.
Ya da baba sigarası almaya giderdin. girerdin bakkala "iki paket sigara" derdin. o hemen babanın sigarasını koyardı tezgaha. Uzun mu, kısa mı, light mı normal mi diye sormazdı. Ben içmiyorum ama arkadaşım anlaşılmasın diye korkusundan babasının içtiği sigarayla (kısa tekel 2000'le) başladı sigara içmeye. Sanki başka bakkal yokmuş gibi gider, bizim mahallenin bakkalından alırdı sigarasını. Çünkü başka bakkallar yabancıydı. içine girip alışveriş yapmaya korkardık.
Sonra büyüdün. Bakkala gazete almaya gittiğinde, standtan aldığın gazeteye göre bakkal bir haber özeti geçerdi sana. Spor gazetesi aldıysan "eto'o bitmiş" der, sonra kısa bir spor özeti geçerdi.
Şimdi süpermarketler var. kasada ne yüzüne bakarlar, ne selam verirler. 50 kuruş bozuğun çıkmasa yarım saat kasada rehin kalırsın. Ne plastik top var. Ne "baba sigarası" var.
Esnaflık öldü azizim. Başımız sağolsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu buraya yazın.