Hekimoğlu, olaydan sonra Kumru'daki yeğeni Alanlı Osman'ın yanına kaçar. Alanlı Osman, dayısıyla beraber belki de istemeden de olsa kendi sonunu hazırlamıştır. Artık Hekimoğlu ve Alanlı Osman av, Osmanlı zaptiyesi ve ağalar avcı rolündedir. Hekimoğlu ve yeğeni, Ordu, Tokat, Niksar'da ağaları ve Osmanlı zaptiyelerini peşine takıp dağ bayır kaçan av olmamak için direnen bir eşkıyadır.
Yiğitliği ve mertliği ile bilinen Hekimoğlu'nun hikayesini öğrenen köylüler ona kucak açar, her açıdan kendisine yardım ederler. Özellikle yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara yardım eder.
Tepealan Köyü Muhtarı Kırali Hasan tarafından zaptiyeye ve daha önceden devlet için bir takım gizli görevler yapmış Aslan Bey'e bulunduğu yer ihbar edilen Hekimoğlu ve Alanlı Osman, 1913 yılının bir bahar gününde uzun süren çatışmanın ardından ölü olarak ele geçirilir. Hekimoğlu ve yeğeninin ölümü üzerine bölge insanı yas tutar. Hikayesi dilden dile dolanan halk kahramanı Hekimoğlu, adına yazılan "Hekimoğlu" türküsü ile günümüze kadar ulaşır.
Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım kendi nefsime
Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu geliyor aslan yürekli
Konaklar yaptırdım döşetemedim
Ünye Fatsa bir oldu başedemedim
Pencereden baktım kırat geliyor
Kıratın üstünde paşa geliyor
İster vali gelsin isterse paşa
Gelme paşa gelme ben atmam boşa
Çiftlice'nin muhtarı puşttur pezevenk
Hekimoğlu geliyor uçkur çözerek
Mangallarda yanıyor fındık kömürü
Çok canları yakıyor martin demiri
Ünye Fatsa arası ordu kuruldu
Hekimoğlu dediğin o da vuruldu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu buraya yazın.